10 Temmuz 2019 Çarşamba

Yabancı Bayraklı Yatlarda Çalışan Türk Gemi Adamlarının İşçi Alacakları Üzerine


KONU                   : Türk Medeni Kanunda ki dürüst davranma ilkesinin, Yabancı Bayraklı yatlarda çalışan Türk Gemi Adamlarının işçi alacaklarına uygulanabilirliği.
AMAÇ                  :Yat programlarından mezun olan Gemi Adamlarımızın tamamına yakını 854 Sayılı Deniz İş Kanunu kapsamı dışında çalışmaktadırlar, bu da Gemi Adamlarımızın genellikle sosyal güvenlik hukuku dışında çalışmalarına sebebiyet vermekte veya sosyal güvenlikle ilgili hizmet bildirimleri farklı kadrolarda gösterilmekte, yaşlılık aylığı vd. sigorta primleri en düşük ücretten yatırılmaktadır. Bin bir güçlükle yetiştirilen gemi adamlarımızın, malullük, yaşlılık, ölüm, genel sağlık sigortası, işsizlik sigortası kalemlerinden faydalanmalarında hak mahrumiyetine yol açmakta hatta birçoğu emekli dahi olamamaktadır. Yetiştirilmiş insan kaynağımızın heba edilmesi sonucu mesleğe karşı olan inanç ve seçim zorlaşmakta bunu fırsat bilen işverenlerde cezai ve hukuki sorumluluklarını gemi adamlarına yükleyip, azami karlara ulaşmaktadır.
Yukarıda sayılan problemlerin kaynağı her ne kadar yasal boşluklar olsa da, bu yasal boşluklara rağmen gemi adamlarının haklarını nasıl arayacaklarına, bu yasal boşlukları nasıl kapatmaları gerektiğine dair bu çalışma yapılmıştır.
TANIMLAMALAR             :
a.            Gemi                     : Tahsis edildiği amaç, suda hareket etmesini gerektiren, yüzme özelliği bulunan ve pek küçük olmayan her araç gemidir.
b.            İşveren                : Gemi sahibine veya kendisinin olmayan bir gemiyi kendi adına ve hesabına işleten kimseye “işveren” denir.
c.            Gemi Adamı       : Bir hizmet akdine dayanarak gemide çalışan kaptan, zabit ve tayfalarla diğer kimselere “Gemi Adamı” denir.
d.            Kaptan                 : Gemiyi sevk ve idare eden kimseye veya zorunlu sebeplerle görevi başında bulunmaması halinde ona vekâlet eden kimseye “kaptan” denir
e.            İşveren Vekili     : Kaptan veya işveren adına ve hesabına harekete yetkili olan kimseye “işveren vekili” denir.
f.             Donatan              :
 (1 )Donatan, gemisini menfaat sağlamak amacıyla suda kullanan gemi malikine denir.
(2) Kendisinin olmayan bir gemiyi menfaat sağlamak amacıyla suda kendi adına bizzat veya kaptan aracılığıyla kullanan kişi, üçüncü kişilerle olan ilişkilerinde donatan sayılır. Malik, geminin işletilmesinden dolayı gemi alacaklısı sıfatıyla bir istemde bulunan kişiyi, bu işletilme malike karşı haksız ve alacaklı da kötü niyet sahibi olmadıkça, hakkını istemekten engelleyemez.
g. Yat                                    :
Kamarası, tuvaleti, lavabosu, mutfağı olan, ticari olarak veya ticari olmadan gezi ve spor amacıyla kullanılan, yük, yolcu ve balıkçı gemisi niteliğinde olmayan, taşıdığı yolcu sayısı on ikiyi geçmeyen veya kabotaj seferinde yüz mille sınırlı, en yakın karadan yirmi milden fazla uzaklaşmamak şartıyla taşıdığı yolcu sayısı otuz altıyı geçmeyen ve tonilato belgesinde yat olduğu belirtilen gemi” (Turizmi Teşvik Kanunu m. 3 f. 1)
 • On iki yatak kapasitesinden fazla, tonilato belgelerinde yolcu gemisi olarak nitelendirilmiş yat tipinde inşa edilmiş deniz araçları da yat olarak değerlendirilmektedir. (Deniz Turizmi Yönetmeliği m. 23 f. 1)
GİRİŞ     :
Türkiye’ deki yat sektörünün büyüklüğü ve Gemi Adamlarının istihdamının hangi bayrak altında yoğunlaştığını görmek için, birkaç veriye temas edersek: Türkiye de ki Marinalarda, limanlarda kayıt altında bulunan yabancı bayraklı yat sayısı 2017 verilerine göre 5380 adettir. Fakat marina haricinde koy, balıkçı barınağı, ev ya da depolarda kayıt altında olmayan birçok yabancı bayraklı yat mevcuttur. Marinalara kayıtlı olmayan yatların da hesaba katılmasıyla bu rakamın Naviga dergisine göre “8000 civarında olduğu (Noyan, 2016)”, Deniz Turizm Birliği ve Amatör Denizcilik Federasyonuna göre de “9000 adet civarında olduğu tahmin edilmektedir (Deniz Turizm Birliği, 2016) (Amatör Denizcilik Federasyonu, 2016)”. Türkiye’de gezi ve spor amacıyla kullanılan yat sınıfı teknelerin sayısının 18.000 adet,” 2016 verilerine göre ülkemiz limanlarını ziyaret eden toplam ( ticari + özel ) yat sayıları ise 94.447 adet Yabancı bayraklı, 46.244 adet Türk Bayraklı yat olduğu (Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Denizcilik Portalı)” dikkate alındığında sektörde çalışan Gemi Adamlarının daha çok yabancı bayraklı yatlarda çalıştığı görülecektir. Türkiye de bulunan yabancı bayraklı yat sayısı, Türk bayraklı yat sayısının iki katından daha fazladır. İstihdamın ağırlıklı olarak yabancı bayraklı yatlarda olması da yukarıda ki veriler ışığında gayet doğaldır. Bu nedenle Gemi Adamlarımızın sosyal güvenlik ve ücret konusunda nasıl bir cendere içinde olduğu, yukarıdaki rakamlardan da anlaşılmaktadır.
Anlaşmazlık halinde Türk Gemi Adamlarının muhatabının kim olduğunun belirlenebilmesi için, yat sahiplik durumlarına göre bir ayrım yapma zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Yatın bayrağı kime ait, sahibi kim, gerçekte işleten veya menfaat sağlayan kim sorularına yanıt bulunmadan Gemi Adamlarının kime karşı hukuki işlem başlatacağı sorusunun yanıtı verilememektedir.  
YAT SAHİPLİK DURUMLARI:
Yat sahiplik durumlarını incelediğimizde, aşağıdaki bir şekilde ayrım yapma zorunluluğu ortaya çıkmaktadır:
1.            Türk bayraklı yat, sahibi Türk veya yabancı veya tüzel kişi.
2.            Yabancı bayraklı yat, sahibi Türk veya yabancı tüzel kişilik veya gerçek kişi

YAT SAHİPLİK DURUMLARINA GÖRE GEMİ ADAMLARININ HUKUKİ VE SOSYAL GÜVENLİK DURUMLARI:
1.            TÜRK BAYRAKLI YAT, SAHİBİ TÜRK VEYA YABANCI VEYA TÜZEL KİŞİ:
Türk Uluslararası Gemi Sicili Kanunu ile 491 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 4490 Sayılı Gemi adamlarının sosyal güvenliği ve çalışma şartları
MADDE 10.— Türk Uluslararası Gemi Siciline kayıtlı olan gemilerde ve yatlarda istihdam edilecek gemi adamları Türk sosyal güvenlik ve bireysel ve toplu iş hukuku mevzuatına tâbi olurlar. Ancak, yabancı uyruklu gemi adamları için, uluslararası veya ikili sosyal güvenlik sözleşmelerinde yer alan hükümler saklı kalmak kaydıyla, talepleri halinde kendi ülkelerinde zorunlu veya herhangi bir ülkede özel sigortalı olduklarını kanıtlamaları şartı ile malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tâbi tutulmazlar.
Kanundan da anlaşılacağı üzere Türk Bayraklı yatlarda çalışanlar (İstisna hariç)yatın tonajına göre, 854 sayılı Deniz İş Kanununa göre ya da 4857 sayılı iş kanunu ile birlikte 5510 sayılı sosyal güvenlik ve genel sağlık sigortası kanununa tabi olacakları açıktır.

2.            YABANCI BAYRAKLI YAT, SAHİBİ TÜRK VEYA YABANCI TÜZEL KİŞİLİK VEYA GERÇEK KİŞİ:
Sosyal Güvenlik Kurumu Hizmet Akdiyle Çalışanlar Daire Başkanı Gökhan TUNA’ nın sunumunda belirttiğine göre “ Yabancı Bayraklı gemilerde çalışan Türk Gemi Adamları Türk Sosyal Güvenlik ve İş Hukuku dışında kalmaktadır” derken istisnalarını şu şekilde sıralamaktadır:
Ülkemiz ile arasında sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan yabancı bir ülkenin bayrağını taşıyan, malikinin yabancı firma olduğu gemide çalışan Türk gemi adamlarının;
a.       Geminin maliki yabancı bir firma olduğu halde “Bare boat Charter” (çıplak gemi kiralaması) sözleşmesi ile gemiyi kiralayan bir Türk şirketi ve Türk Ticaret Kanununun 941 inci maddesi çerçevesinde Türk bayrağı altında tescil edilen bir gemide çalışan Türk personelin 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılması,

b.       Yabancı bayraklı bir geminin maliki ve/veya donatanı yabancı bir firma olduğu halde, bu geminin teknik veya ticari yönetim hizmetini veren (TTK’na göre acentelik hizmeti veren işverenler hariç) Türk bir firmanın, yönetim hizmetini verdiği gemide, hizmet akdinin temel unsurlarını oluşturacak bir şekilde Türk personel çalıştırmaya başlaması halinde, işe aldığı kişilerin işvereni durumunda sayılacağından, bunların 5510 sayılı Kanunun 5inci maddesinin (g) bendi kapsamında sigortalı bildirilmeleri gerekmektedir.

Sosyal Güvenlik Kurumunun resmi görüşü de Yabancı Bayraklı Gemilerde çalışan Türk Gemi Adamlarının Türk Kanunlarına tabi olmayacağıdır. Bunun nedeni ise geminin pruvasında taşıdığı ülke bayrağının kanunlarına tabi olmasıdır.
Adını dünya siyasi haritasında zor bulunabilecek bir ülkenin bayrağı takılarak Türk mevzuatı ve dolayısı ile çalışan Türk Gemi Adamlarının hakları açıkça istismar edilmektedir. Türk vatandaşları, nasıl yabancı bayrak sahibi oluyor sorusu burada akıllara gelmektedir.  
Türk vatandaşlarının yabancı bayraklı yat sahibi olabilmeleri için iki koşuldan birisini sağlamaları gerekmektedir:
a.       Yurt dışında ikamet ediyor olmak,
b.       Yurt dışında şirket sahibi olmak.
Hangi ülkede ikamet ediliyorsa, alınacak yatta ikamet edilen ülkenin bayrağını taşıyacağı aşikârdır. Yurt dışında ikamet olmasa bile, internet üzerinden birkaç günde cüzi ücretlere ( Örneğin Amerika Delaware de 45 Amerikan Doları ) yabancı bir şirket kurulabilmektedir. Kurulacak şirket üzerine alınacak yatın pruvasına takılacak, yabancı bayrakla Türk Mevzuatının arkasından dolaşmış olunabilmektedir. Yabancı bayraklı yatlarda çalışan Gemi Adamları, Türk Kanunlarına tabi olmadığı düşüncesi ile hareket etmekte işverenden, donatandan veya vekilinden herhangi bir hak iddia edememektedirler. Gemi Adamları hak iddia ettikleri zaman ise …………………x isimli şirkette çalışıldığı, şirketin ……….Karayip Denizinde ………… ülkesinde olduğu, hakkın …… ülkesinde aranması gerektiği şeklinde yanıt almaktadırlar.
Bayrağın bağlı olduğu ülkede dava açmanın zorluğu ve maliyeti gibi etkenlerde Gemi Adamlarının hak arayışını kısıtlayıcı ve/veya vazgeçirici bir neden olarak ortaya çıkmaktadır. Türkiye de yabancı bayraklı yatı fiilen işleten şahıs veya şirketlere açılan davalarda ise karşı taraf avukatları ilk önce yetki itirazı, daha sonra da husumet itirazında bulunmaktadırlar. Maalesef bazı mahkemelerimiz de bu itirazları yerinde görerek davayı ret etmekteydiler. Mahkemelerin bakış açısını değiştirmek ve hak mahrumiyetlere engel olmak, gerçekte menfaat sağlayanın ortaya çıkarılabilmesi için üzerinde ki “örtünün kaldırılması” gerekmektedir. Gizlenmiş olan, asıl fayda sağlayanların ortaya çıkarılması 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 2nci maddesinin uygulanması ile ancak ortaya çıkartılabilir. 
4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 2nci maddesinde,
TMK Madde 2 :
Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır.
Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.
Anayasa ile güvence altına alınmış olan sosyal güvenlik, çalışma, ücret hakkı yasaların etrafından dolaşılarak verilmemesi veya eksik ödenmesi konusu medeni kanunun 2 nci maddesinde vücut bulduğu üzere “ bir hakkın kötüye kullanılması” ifadesinden başka bir şekilde açıklanamaz. Hukukun yasakladığı bir sonucu elde etmek veya bir yükümlülükten kurtulmak amacıyla tüzel kişiliğin ayrılığının arkasına gizlenerek yasanın etrafından geçilmesinin TMK‘ nın 2. maddesine aykırı olduğu şüphesizdir. Ayrıca şirket ve ortak arasındaki sorumluluk haricinde şirket dışı üçüncü kişiler de ortak olmadığı halde şirketle ilişkileniyorsa bu da hakkın kötüye kullanılması olarak adlandırılır.  
İspat mükellefiyetinin iddia edenin sorumluluğunda olduğu gerçeğiyle, gerek üçüncü kişiler gerekse şirket tüzel kişiliğinin arkasına sığınan yat sahipleri kendilerini güvenli bir limanda hissetmektedirler. Bu limanın güvensiz olduğu ancak ve ancak sübut bulan mahkeme kararları ve içtihatlarla olacağı da açıktır. Çünkü, kanun koyucunun başka bir devletin bayrağı ve hükümranlığı altında bulunan Yatlara kanuni düzenleme yapamayacağı aşikârdır.
Türk Medeni Kanunun 5nci maddesinde,
TMK Madde 5 :
Bu Kanun ve Borçlar Kanununun genel nitelikli hükümleri, uygun düştüğü ölçüde tüm özel hukuk ilişkilerine uygulanır.”
demektedir. Uyuşmazlıkların çözümünde sadece iş kanunları değil, Medeni Kanun ve Borçlar Kanunu’nun ilgili maddelerine de bakmak gerekmektedir. Eğer Gemi Adamın’ın SSK kaydı bir şekilde yapılmamış ise ve/veya İş Mahkemesi “bu benim yetki alanımda değil” diyor ise bu sefer dava Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılmalıdır.
Bu konulardaki mahkeme kararlarına TMK Madde 2 kapsamında bakarsak:
1.       T.C. Bodrum İş Mahkemesinin 2017/268 esas sayılı dosyası ve  2018/89 sayılı gerekçeli kararı özetle:

Davacı,  Lady Georgeus isimli  ORCALA LTD. kayıtlı adresi Hollanda Antilleri olan yabancı bayraklı yatta çalışmıştır. SSK kaydı yapılmamıştır. Davacıya, yatta çalışmasından dolayı hak ettiği fazla mesai, genel tatil ücreti, kıdem ve ihbar tazminatları ödenmemiştir. Bu nedenle kendisini işe alan, maaş ve ücret alacaklarını ödeyen kişi aleyhine yatın bağlı bulunduğu yer mahkemesinde dava açılmıştır.
Mahkeme gerekçeli kararın da özetle;
Davalı tarafça Lady Georgeus isimli yatın müvekkiline ait olmadığı belirtilmiş olup, özel yat kayıt belgelerinde Lady Georgeus isimli yatın donatanının Orcala Ltd. olduğu görülmüş ise de, Lady Georgeus isimli yata ilişkin özel yat kayıt belgelerinde davalının yatçı olduğu görüldüğü, Lady Georgeus isimli yata ilişkin yapılan işler nedeni ile proforma faturaların davalı adına düzenlendiği, ayrıca e-mail yazışmalarından Lady Georgeus isimli  yat ile ile ilgili yazışmaların ve faturaların davalı………………Yönetim Kurulu Başkanı olduğu ……………….çalışanlarına gönderildiği görülmüş olup, Lady Georgeus isimli yatın davalıya ait olup olmadığı tespit edilememiş ise de, davalı tarafça davacıya ait banka hesabına …………tarihleri arasında düzenli olarak ödemelerin yapıldığı ………………………………davacının davalıya ait yat işlerinde ……………… tarihleri arasında tek bir belirsiz süreli hizmet akdi ile çalıştığı tespit edilmiştir.

2.       T.C. Bodrum İş Mahkemesinin 2016/222 esas sayılı dosyası ve  2017/404 sayılı gerekçeli kararı özetle:
Davacı,  Lady S. isimli  BARRACUDA SHIPPING LTD. kayıtlı adresi Amerika Birleşik Devletleri olan yabancı bayraklı yatta çalışmıştır. SSK kaydı ise Türkiye de çalışan …………..A.Ş. de genel beden işçisi kodu ile yapılmıştır. Davacıya, yatta çalışmasından dolayı hak ettiği fazla mesai, genel tatil ücreti,  ihbar tazminatları ödenmemiş, maaş ücreti eksik ödenmiştir. Bu nedenle SSK kaydını yapan şirket aleyhine yatın bulunduğu yer mahkemesinde dava açılmıştır.
Davalı yan cevap dilekçesinde, ……….davacının işten çıkarılması ile birlikte tüm hak ve alacaklarının eksiksiz olarak ödendiğini….……dava dilekçesi ekinde translog kaydı adında sunulan belgenin müvekkil bir şirket ile bir ilgisi bulunmayıp dava dışı, ”BARRACUDA SHIPPING LTD.” isimli adresi Amerika olan bir şirkete aittir. İş bu belge gösteriyor ki davacı şahıs müvekkil şirket dışında şirketlerle de iş ilişkisindedir. Davacının özellikle talep ettiği fazla mesai, tatil, bayram, günlerinde çalışma hakları müvekkil şirkete yöneltilmesi kötü niyetli bir davranış olmakla birlikte Sayın Mahkeme’nin iş bu talepleri davacının sunmuş olduğu belgeye istinaden reddetmesi gerekmektedir.
Mahkeme Gerekçeli Kararında özetle, Mahkememizce yukarıda açıklanan delillerle tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde………….. davacının davalı iş yerinde ………….tarihleri arasında ….. çalıştığı anlaşılmaktadır…………….Banka hesap hareketlerinden ,davacının dava konusu dönem ücretlerinin tamamının ödendiği anlaşılamamaktadır. Bu durumda davacının ücret alacağı olduğu kanaatine varılıştır………….davacının ihbar tazminatı hak ve alacağı kanaatine varılmıştır……  davacının fazla çalışma ücreti alacağı kanaatine varılmıştır………davacının hafta tatili ücret alacağı kanaatine varılmıştır.


SONUÇ                :
Yabancı ve Türk Bayraklı ticari olmayan gemilerde çalışan fakat 854 Sayılı Deniz İş Kanunu kapsamına girmeyen gemi adamlarının sosyal güvenlik hakları ile ücret vb. alacakları her ne kadar Türk Kanunlarının uygulanmasına sebebiyet veremiyormuşçasına algılanmasına rağmen, TMK Madde 2 de vücut bulan örtünün kaldırılarak gerçek menfaat sağlayanların ortaya çıkarılması ile, ancak Türk Gemi Adamlarının sosyal güvenlik, ücret, vb. alacakları korunabilmektedir.
Korunmanın tam olarak sağlanabilmesi ise, öncelikli olarak Türk Gemi Adamlarının bu konuda bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesinden geçmektedir. Bu bilgilendirme ve bilinçlendirme süreci daha mesleklerine adım atmadan olmalı, var olanlar içinse eğitim programları, bilgilendirme toplantılarıyla yapılmalıdır. Dolayısı ile yat kaptanlığı eğitimi veren özel, tüzel kişiliklerle, devlet kurumları programlarına kendilerine özel “iş hukuku” dersleri koymaları gerekmekte, Yat Kaptanlığı ile ilgili STK’ larda bu konuda eğitim programları düzenleyerek üyelerini bilinçlendirmelilerdir.   


GÖKAY KARADUT
İŞ HUKUKU UZMANI