Tarihi ve tarihsel gerçeği saptırmaya çalışan sapıkçıklar ve
MUDANYA SÖZLEŞMESİ,
Var olanı küçülterek aşağılamak amacıyla kullanılan cık, çık
eklerini pek sevmem. Ancak gerçekten aşağılıklarsa, gerçekten küçüklerse de kullanmaktan
çekinmem.
Ülke gündemini uzun uzun meşgul eden şizofren (Ruh ve sinir
hastalıkları hastanesinden aldığı raporu olduğunu kendisi beyan etmekte) fesli
kadir ve bu şizofreni büyük adam görüp ona yaltaklanan onun görüşlerini
paylaşan şüyuunun vukuundan beter bir durumu yaşıyoruz. Bu şizofrenin ettiği
haltlar ve söylediği cümleler üzerinden ülke o kadar meşgul edildi ki, tam bir
cambaza bak oyunu oynandı. Faizler almış başını gitmiş, enflasyon canavarı
yeniden baş göstermiş, TL % 80 ler civarında değer kaybetmiş, işsizlik tavan
yapmış, en iyi ihtimalle birkaç yıl ayvalardayız kime ne? Fesli aşağıya fesli
yukarı. Lan cambaz oynuyor, cebinizde ki paralar uçuyor.
Ben bu tür cambaz oyunlarına kanan ve onun peşinden
gidenlerin kesinlikle zır cahil, eğitimsiz ve bilgisiz veya provokatör olduğuna
inanırım hep. Sebeplerine gelince:
1.
Adamın şizofren olduğuna dair raporu var. Raporu
da zorla alınmamış. Kendisi tıpış tıpış hastaneye gidip tedavi görmek istemiş,
hastane de tetkiklerini yapınca sen şizofrensin demiş. Dünya üzerinde şizofren
hastalığının tedavisi yok. Sadece saldırgan olanların saldırganlıklarını
baskılayan ilaçlar var.
2.
Ülkede ne zaman büyük bir problem olsa, fesli
kadir gibi tipler, medya maymunluğuna soyunduruluyorlar. Büyük büyük (?) devlet
erkanı da bu medya maymunlarına bilinçli bir şekilde gündem yapılmasına yol
veriyorlar. Globalleşen dünyada herkes 1 saniyeliğine de olsa ünlü (! ) olabiliyor.
3.
Adamın söyledikleri ile tarihi gerçekler
uyuşmuyor, uyuşmadığı gibi birileri de çıkıp adamı ciddiye alan konuşmalar
yapıp yalan, yanlış, dogmalara dayanan cevaplar veriyor.
Sanırım bu kadar fesli kadir ve
cambaza bak lafı yeter.
Ekim ayında muhakkak yazmam
gerektiğini düşündüğüm Kurtuluş Savaşının, arazideki cenk kısmını bitiren orijinal
adıyla “ASKERSEL SÖZLEŞME (Convention Militaire) Mudanya, 11 Ekim 1922” hakkında bilgi vermekti.
Öncelikle şunu belirtmekte fayda
var. Bu sözleşme tarafları, arazide cenk edenler arasında değil, kahraman Türk
Ordusunun karşısına uşaklarını çıkartan, uşak sahipleri ile yapılan bir
sözleşmedir. Pekâlâ, bu sözleşmeye taraf olarak imza koyanlar ve uşakların
sahipleri kimlerdir:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti adına: Ferik (Tümgeneral) İSMET
Fransa adına: General CHARPY
İtalya adına: General MONBELLI
Büyük Britanya ( İngiltere ) adına: General HARRINGTON
Arazide cenk eden Yunanlılar
nerede diye sormayın, lütfen. Fransızca imzalanan bu sözleşmenin Türkçe tam
metnini de aşağıda bulacaksınız.
Bu metnin bence en önemli özelliği yıllardan beri, ırz, can ve mal
düşmanlarının çizmeleri ile kirlettiği Anadolu topraklarından atıldığının ve
Trakya’nın da düşman işgalinden kurtarılıp Anadolu topraklarına katıldığının
tescillenmesidir. Lozan Anlaşması
kararları yürürlüğe girene kadar kalan süreçte ise İstanbul yarımadası ile
Gelibolu yarımadası İtalya, Fransa, İngiltere’den oluşan müttefik devletler
tarafından işgal edilmeye devam
edecekti. Ta ki 6 Ekim 1923
tarihine kadar. 4 Yıl 10 Ay 23 gün süren bu işgal de Lozan anlaşması ile sona
erdi.
Mudanya sözleşmesi ile çizilmeye
başlanan Türkiye Devletinin “siyasi sınırlarının batı kısmı” Lozan anlaşması
ile tamamen çizilmiştir.
Sonuç olarak bu sözleşme de
göstermiştir ki arazide cenk ettiklerinizle gerçekte savaştıklarımız farklıdır. Günümüzde nasıl PYD/PKK terör
örgütü ile sahada cenk ediyor gibi görünsek te ağa babaları olan şimdilik
bizden daha güçlü olan devletlerle Kurtuluş Savaşında ki benzer devletlerle
savaşıyoruz. Yine karşımızda İngiltere, Fransa, İtalya birde bu devletlere
eklemlenen ABD ile arada sırada göz kırpan maddi ve manevi destek veren diğer
ülkeler var. Bu diğer ülkeleri de tek tek yazmaya ne gerek var ki, alın birinci
dünya savaşını batı da, doğuda, kuzey ve güney de Türk ordularına karşı kimler
savaşmışsa hepsine ABD yi ekleyin olsun bitsin.
İşte bu nedenlerle tarihini
bilmeyen, yobazlardan ve şizofrenlerden öğrenmeye çalışanların durumu fecaattir.
Sevgilerimle,
ASKERSEL
SÖZLEŞME
(Convention
Militaire)
Mudanya,
11 Ekim 1922 (Metin)
Müttefik Devletler tarafından 23
Eylül 1922 günü Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümetine ve Türkiye Büyük Millet
Meclisi Hükümetinin 29 Eylül 1922 günü Müttefik Devletlere verdikleri Nota
hükümleri uyarınca: Müttefik Devletler Generalleri: Büyük Britanya Hükümeti
adına: General Harrington, İtalya Hükümeti adına: General Monbelli, Fransa
Hükümeti adına: General Charpy; ve Türkiye Büyük Millet Meclisi adına: İsmet
Paşa; Yunanistan adına: General Mazarakis arasında 3 Ekim 1922 ve onu izleyen
günlerde Mudanya'da toplantılar yapılmıştır. Müttefik Devletler Doğu
Trakya'nın, Edirne ile birlikte, Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümetine
teslimine karar verdiklerinden bu Konferansın amacı şunlarla sınırlı idi:
I.
Doğu Trakya'dan çekilmesi istenecek olan Yunan
Kuvvetlerinin geçeceği çizgiyi belirlemek;
II.
Yunan
Silâhlı Kuvvetlerinin ve sivil yönetiminin bu toprakları boşaltması ve oraya
Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmeti memurları ve jandarmasının yerleşmesi
yöntemlerini belirlemek; III. Bu değişim sırasında genel düzen ve güvenliği
sürdürmek üzere, bölgede kontrolü sağlamak. Yetkili Temsilciler aşağıdaki
Maddeler üzerinde uyuşmuşlardır:
1. İşbu Sözleşmenin yürürlüğe
girmesi üzerine Türk ve Yunan silâhlı kuvvetleri arasında çarpışmalar
durdurulacaktır.
2. İşbu Sözleşmenin yürürlüğe
girmesi üzerine Trakya'daki Yunan kuvvetlerinin gerisine çekilmesi istenecek
çizgiyi, Adalar Denizi (Ege) ağzından Trakya ile Bulgaristan sınırının kesiştiği
yere dek, Meriç'in sol kıyısı oluşturacaktır.
3. Barış yapılmasına değin,
olası her türlü karışıklıkların önüne geçmek için, Meriç'in sağ kıyısı,
Karaağaç ile birlikte, Müttefik Devletlerce saptanacak yerlere yerleşmek üzere,
onların askersel birliklerince işgal edilecektir.
4. Edirne çevresine ulaşımı
sağlayan demiryolu bağlantısının geçiş özgürlüğünü aksamadan sürdürmek için,
Svilengrad (Cisri Mustafapaşa)'dan Kuleliburgaz'a dek Meriç'in sağ kıyısını
izleyen demiryolu kesimi üç Müttefik Devlet ile Türkiye Büyük Millet Meclisi
Hükûmeti ve Yunanistan'ın birer delegesinden oluşacak Karma bir Komisyonca,
özel bir Sözleşme ile düzenlenecek, bir denetime bağlı tutulacaktır.
5. Doğu Trakya'nın Yunan
Kuvvetlerince boşaltılması işbu Sözleşmenin yürürlüğe girmesi üzerine
başlıyacaktır. Boşaltma, askerlerden başka, çeşitli askersel örgüt ve
servisleri, onların her türlü taşıma araçlarını, savaş gereç ve silâh stokları
ile yiyecek maddelerini de kapsayacaktır. Boşaltma yaklaşık on beş günlük bir
süre içinde gerçekleştirilecektir.
6. Jandarma da birlikte olmak
üzere, Yunan sivil memurları en kısa bir süre içinde çekilecektir. Yunan
memurları her yönetim bölgesinden çekildikçe sivil yönetim Müttefiklerin
memurlarına bırakılacak ve onlarca da, olanaklı ise, o gün Türk memurlarına
geçirilecektir. Bu el değiştirme işlemi Trakya'nın baştan başa Yunan
kuvvetlerince boşaltılmasının bitimi üzerine, en çok otuz gün içinde son bulmuş
olacaktır.
7. Türkiye Büyük Millet
Meclisi Hükûmetinin, memurlarıyla birlikte, yerel düzen ve güvenliğin
sürdürülmesi ve sınır ve demiryollarının korunması için, kesinlikle zorunluk
duyulan sayıda, jandarma kuvvetleri de bulunacaktır. Bu kuvvetlerin toplamı,
subaylarıyla birlikte, sekiz bini aşmayacaktır.
8. Yunan kuvvetlerinin geri
çekilmesi ve sivil yönetimin el değiştirme işlemi, başlıca Merkezlerde
yerleştirilecek olan Müttefiklerarası Kurulların yönetiminde yapılacaktır. Bu
Kurulların görevi, yukarıda sözügeçen çekilme ve el değiştirme işlemlerini
kolaylaştırmaya aracılık etmektedir. Kurullar her türlü aşırılık ve şiddeti
önlemeğe çalışacaktır.
9. Bu Kurullardan başka, Doğu
Trakya'yı Müttefik Kuvvetleri işgal edecektir. Yaklaşık yedi Taburdan oluşacak
bu kuvvetler düzenin korunmasını sağlıyacak ve sözkonusu Kurullara destek
olacaktır.
10. Müttefik Devletler
Kurulları ile askerlerinin geri çekilmesi, Yunan kuvvetlerinin boşaltma
hareketinin bitişinden otuz gün içinde gerçekleştirilecektir. Müttefik
Devletler Hükûmetleri, düzenin sürdürülmesi ve Türk olmayan halkın korunması
için yeterince önlem alındığı konusunda uyuşurlarsa, bu geri çekilme işi daha
erken bir günde yapılabilecektir. Böylece, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Hükûmeti yönetimi ve jandarması bir bölgede düzenli bir biçimde görev yapmağa
başlar başlamaz, Müttefik Kurulları ve kuvvetleri o bölgeden otuz günlük
sürenin bitiminden önce çekilebilecektir.
11. Anadolu'da, Türkiye Büyük
Millet Meclisi Hükûmetinin kuvvetleri aşağıda gösterilen çizgiler üzerinde
duracak; bu çizgileri Barış Konferansının açılışına değin ve Konferansın
yapıldığı sürece geçmeyecektir. Çanakkale Bölgesi: Lapseki kuzeyinde Bozburnu
ve güneyde Kumburnu temel noktaları oluşturmak üzere, Asya kıyısından yaklaşık
onbeş kilometre derinlikte bir çizgi. İzmit Yarımadası: İzmit körfezinde
Darıca'dan başlayıp Gebze'den geçerek Karadeniz üzerinde Şile'ye uzanan çizgi.
(Burada adı geçen yerler Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmetine
bırakılacaktır). Darıca'dan Şile'ye giden yol Türkiye Büyük Millet Meclisi
Hükûmeti ile Müttefik Devletler askerlerince ortaklaşa kullanılabilecektir.
Yukarıda belirtilen ayırıcı çizgiler Müttefik Ordularının her birinden bir
Subay ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmetinin bir subayından oluşacak
Karma Komisyonlarca belirlenecektir. Müttefik Devletler Hükûmetleri ve Türkiye
Büyük Millet Meclisi Hükûmeti çıkabilecek olayların önünü alacak gerekli
önlemlere başvurmakla birlikte, aşağıda yazılı yerlerde kendi kuvvetlerinin
sayısını çoğaltmağı, tahkimat ya da başkaca askersel işlere girişmeği
yükümlenirler.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmeti Bozburnu (Lapseki kuzeyi) ile
Karaburun (Karabiga kuzeyi) arasındaki deniz kıyısının en az on beş kilometre
yakınına dek top yerleştirmemeği üstlenir.
12. Müttefik Devletler
kuvvetleri şimdi bulundukları toraklarda kalacaklardır. Bu topraklara Türkiye
Büyük Millet Meclisi Hükûmeti, Barış Konferansının kararlarına değin, saygılı
olmağı üstlenir. İşbu topraklar şunlardır: İstanbul Yarımadasında: Karadeniz
kıyısında Pedima'nın yedi kilometre kuzeybatısındaki bir noktadan, Istranca,
Mertekli, Kışağılı, Sinekli, Karasinan Çiftliği, Kadıköy, Yenice, Kadurina
Çiftliği, Kalikratya'ya dek (tüm bu yerler içeride kalmak üzere) uzanan
çizginin doğusundaki yarımadanın tümü; Gelibolu Yarımadasında: Baklaburnu,
Saros Burnu, Bolayır ve Soğluma ağzı (tüm bu yerler içeride kalmak üzere)
çizgisinin güneyinde kalan Gelibolu Yarımadasının tümü.
13. Türkiye Büyük Millet
Meclisi Hükûmeti, Barış Andlaşmasının onaylanmasına değin, Doğu Trakya'ya
kuvvet geçirmemeği, orada bir ordu toplamamağı ve bulundurmamağı yükümlenir.
14. Bu Sözleşme, imzasından üç
gün sonra, 14/15 ekim 1922 gece yarısı yürürlüğe girecektir.
Mudanya'da, Fransızca olarak, 11 Ekim 1922 günü imza edilmiştir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti adına : Ferik (Tümgeneral) İSMET
Fransa adına: General CHARPY
İtalya adına: General MONBELLI
Büyük
Britanya adına: General HARRINGTON
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder