6191 SAYILI KANUN NEDEN TADİLAT EDİLMELİDİR ?
6191sayılı kanundan faydalalan kişi sayısı 1518 dir.
Kanun 12 mart 1971 yılından günümüze değin atılan bütün subay ve astsubaylar
için geçerlidir.
Darbelerle ordudan ayılan subay ve astsubay sayıları
12 mart 1971 döneminde atılan sayısı 600 dolayında
subaydır.
12 Eylül 1980 darbesinde 397 subay, 176 astsubay toplam
: 573
28 Şubat 1997 darbesinde, eşi başörtülü kendisi namaz
kılıyor gerekçesiyle 1996 ve 2003 yılı arasında 900'ün üzerinde subay ve
astsubay ordudan atıldı.
28 Şubat darbesi dini inançlarını yaşamak isteyen ordu
mensupları için tam bir kıyım ve TSK leri tarihinde en fazla YAŞ kararı ile
ordudan attığı subay ve astsubay rakamına ulaşmıştır. Neredeyse 12 Eylül 1980
darbesinin iki katıdır.
6191sayılı kanun niçin tadil edilmelidir ?
1.
İleride açıklanacağı üzere siyasilerin
verdikleri sözlerle kanun uyuşmamıştır. Yani halka vaat edilen kanunla bu kanun
arasında dağlar kadar fark vardır. Fakat algı yönetimi sonucu verilmeyen haklar
verilmiş gibi lanse edilmiştir.
2.
Kanun kendi içinde bile uygulanışı açısından
eşitsizlikler doğurmuştur.
3.
Kanundan
en büyük beklenti hakların iadesiyken ,kanun hakların iadesinden ziyade ben
sana bu kadarını verdim bunla idare et ve sen şunları da istiyorsan 150.000 TL
öde al kanunudur. OYAK hakları.
4.
Kanunla SGK borçlu olan mağdura borcunu ödersen
emekli olabilirsin denmektedir. Bir insan kaç defa mağdur edilecek.
5.
Geçmişe dönük ne bir özür ne de bir tazminat
verilmemiştir.
Siyasilerin Vaatleri :
12 EYLÜL2010 yılında yapılan Anayasa değişikliği gerekçesini
AK parti Anayasa Değişiklik Paketi İle ilgili Soru ve Cevaplar kitapçığının 39
sayfasında:
SORU 11 : Değişiklik paketinde idare üzerinde yargı
denetimini kısıtlayacak bir hüküm var mıdır?
CEVAP 11 :Hayır, aksine idarenin her türlü işlem ve eylemi
ile ilgili olarak yargı denetiminin kapsamı genişletilmektedir.
Anayasa’nın 125.maddesinin mevcut haline göre, idarenin her
türlü eylem ve işlemi yargı denetimine tabidir. Ancak bu madde de iki
istisna öngörülmüştür. Cumhurbaşkanı’nın tek başına yapacağı işlemler ile Yüksek
Askeri Şura Kararları yargı denetimine tabi değildir.
Yıllardan beri birçok askeri personel, şahsi ve aile
hayatları ile ilgili olumsuzluklar olduğu ileri sürülerek, ordudan ihraç
edilmiş, ancak hukukun en temel prensiplerinden biri olan “hak arama hürriyeti
ve savunma hakkı” bu insanlardan esirgenmiştir. Kuvvet Komutanlıklarınca, ordudan ilişiği
kesilenler, mahkemelere müracaat etme hakkına sahipken ,YAŞ tarafından ordudan
ilişiği kesilenler, anayasal engel sebebiyle yargı yoluna müracaat
edemiyorlardı.
Her darbe, en büyük zararı bizzat Ordu’ya vermiştir.27
Mayıs1960 Darbesin’den sonra 230 dan fazlası general olmak üzere binlerce subay
Ordu’dan atılmış ve orduda ki bir çok tecrübeli komutan ne yazık ki en faydalı
dönemlerinde kendilerini, hem de mağdur olarak, TSK’nın dışında bulmuşlardır.
12 Eylül 180 Darbesi, bu anlamda bir tasfiyeye gitmemiş
ancak Anayasa’nın 125.maddesinin verdiği yetkiyle şimdiye kadar yaklaşık
binlerce subay ve astsubay, YAŞ kararlarıyla ordudan ihraç edilmiştir. Bu
insanların kendileri ve aile fertleri için büyük bir acı ve felaket olan bu
durum, maalesef yargı konusu yapılamamıştır.
Elbette ordu mensuplarının suç işleme imtiyazı yoktur.Askeri
disiplinin ne anlama geldiğini herkes bilir. Ne var ki,suçlu olmadıkları halde
rütbeleri sökülen ve ardından kendisini işsiz ve güvencesiz olarak sokakta
bulan insanların suçlu olup olmadığına MAHKEMELERİN KARAR VERMESİ gerektiği
aklın, vicdanın ve hukuk devleti olmanın gereğidir.
Anayasa değişiklik paketi ile ilgili referandumda “evet”
demek için 40 neden başlığı altında ki 9 ncu maddesinde ise :
“ Yüksek Askeri Şura Kararlarıyla ordudan atılan insanların
mahkemelerde haklarını arayabilmelerine “ EVET” demektir.”
Şeklinde anlatmıştır.
5982 sayılı kanun Halkoylaması ile 12 EYLÜL 2010 Tarihinde
kabul edilmiştir. Konumuzla ilgili bölümü ise :
“MADDE 11- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 125 inci
maddesinin ikinci fıkrasına “Ancak, Yüksek Askerî Şûranın terfi işlemleri ile
kadrosuzluk nedeniyle emekliye ayırma hariç her türlü ilişik kesme kararlarına
karşı yargı yolu açıktır.” şeklindeki cümle eklenmiş….”
Bu halkoylamasından sonra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan
imzası ile, TBMM başkanlığına “Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” gönderildi :
Türkiye Büyük Millet Meclisi (S. Sayısı: 633)
T.C.
Başbakanlık
Kanunlar ve Kararlar 16/2/2011
Genel Mudurluğu
Sayı: B.02.0.KKG.0.10/101-253/658
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Milli Savunma Bakanlığı’nca hazırlanan ve Başkanlığınıza
arzı Bakanlar Kurulu’nca
3/1/2011 tarihinde kararlaştırılan “Türk Silahlı Kuvvetleri
Personel Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” ile gerekçesi ilişikte gönderilmiştir.
Gereğini arz ederim.
Recep Tayyip Erdoğan
Başbakan
GENEL GEREKÇE
Bilindiği üzere; 7/5/2010 tarihli ve 5982 sayılı Kanunla
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının bazı
maddelerinde değişiklikler yapılmıştır. Bu kapsamda,
Anayasanın 125 inci maddesinde yapılan
değişiklikle, Yüksek Askeri Şûranın terfi işlemleri ile
kadrosuzluk nedeniyle emekliye ayırma hariç
her türlü ilişik kesme kararlarına karşı yargı yolu
açılmıştır.
Hukuk devletinin en önemli özelliklerinden birisi, idarenin
eylem ve işlemlerinin yargısal
denetime tabi tutulmasıdır. Bu ilke, hukuk devletinin amacı
olan bireyin hukuki güvenliğinin
korunmasını sağlamayı gerçekleştirmek için olmazsa olmaz
koşullardan birisidir. Dolayısıyla, bireyin
hukuki güvenliğinin korunmasını ortadan kaldıracak şekilde
idari eylem ve işlemlerin yargı
denetimine kapalı olması hukuk devleti ilkesiyle
bağdaşmamaktadır. İdari bir organ olan ve idari bir
işlem tesis eden Yüksek Askeri Şûranın kararlarına karşı
yargı yolunun kapalı olması, bu Kurulun
idari işlemlerinden dolayı mağdur olan kişilerin hukuk
devleti içerisinde haklarını arayamamaları
sonucunu doğurmuştur.
Tasarı ile, Yüksek Askeri Şûra kararıyla Türk Silahlı
Kuvvetlerinden ilişiği kesilip, bu kararların
yargı denetimine kapalı olması nedeniyle hukuken haklarını
arayamayan kişilerin yoksun bırakıldığı hakların geri verilmesine ilişkin
düzenleme yapılmaktadır. Bu şekilde yapılan düzenlemeyle, bir yandan hukuk
devletinin gerekleri yerine getirilmeye çalışılırken, diğer yandan da Devlet
tarafından mağdur edildiğini düşünen kişilerin hukuk devletine olan
inançlarının pekiştirilmesi amaçlanmıştır.
Yukarıdaki kanunun tasarısının genel gerekçesinde de,
tasarının kanunlaştığında da genel gerekçesin de de YAŞ karalarının yargı
denetimine kapalı olması gerekçesi vurgulanmıştır.
Kanunun nüvesini teşkil eden konu YAŞ KARARLARININ YARGI
DENETİMİNE KAPALI OLMASIDIR.
Kanun
tasarısı TBMM de görüşülürken Ak parti Bekir Bozdağ Meclis kürsüsünden :
“Türkiye, geçmişte silahlı
kuvvetlerden ilişiği kesildi diye insanların selam vermekten korktuğu
insanlarla bugün yüzleşiyor ve onlara hakkını iade ediyor. Hayırlı uğurlu
olsun. “
diyordu.
31ARALIK2012 Tarihli Star Gazetesinin başlığı ise gelinen
traji komik durumu göstermesi bakımından ilginçti :
“12 Mart’ta atılan subaylara da 42 yıllık maaşları iade
edilecek”
Sırf ibadet yaptığımız için ordudan atılan bizlere, adaletli
bir yargı önüne çıkararak haklarımızı iade edeceklerine haklarımızın iadesi bir
yana yeni hak mahrumiyetleri bile oluşturan bu yasanın değiştirilmesini istemek
en büyük hakkımızdır. Solculuk nedeni ile ordudan atılan subay ve astsubaylara
daha önce 4 defa kanun değişiklikleri ile bütün hakları iade edilirken dinini
yaşamak isterken YAŞ la ordudan atılan insanlara yapılanlar reva mıdır?
6191 sayılı AF kanunun HAK kanununa dönüşümü için Torba
kanun bizim için de devlet içinde bir fırsattır. Helalleşme ancak hakların
iadesi ile olur kanaatindeyiz. Özürün en büyüğü de hakların iadesidir. Devlet
de bizden büyük olduğu için, ancak onun şanına yakışır.
28 Şubatın mağduriyetin giderilebilmesi için YAŞ kararı ile
TSK dan ilişiği kesilenlerin :
-
Geçmıse
yönelik özlük haklar, Yüksek Askeri Şura Kararı ile TSK dan ilişiği kesildiği
tarihten kanunun yürülüğe girdiği tarih arasında ki döneme ait hakların
verilmemiştir.
-
OYAK
( Ordu Yardımlaşma Kurumu )
Eşitleri
emekli olduğunda OYAK’tan aldığı para ile bir ev alabilirken mağdurlar hiç bir
şey alamamıştır. Eşitlerinin aldığı OYAK hakları verilmelidir.
-
Sosyal
Güvenlik,
Çalışma
hayatında bulunmayan mağdurların bütün SGK primleri ödenirken çalışma hayatında
bulunmuş fakat primini dahi ödeyememiş mağdurlar borçlu durumda
bulunmaktadırlar.Borçlu olan mağdurlar bu borcu ödemeden emekli
olamamaktadırlar. Hiç çalışmamışlar emekli olabilmektedirler. Bu eşitsizlik
düzeltilmelidir.
-
İntibak
Subay
ve Astsubaylar emsalleri ile eşitlenmemiştir. Emsalleri 1nci dereceye düşerek
3600 göstergeden emekli olurken YAŞ mağdurları 3000 göstergeden emekli
olmaktadırlar.İlave olarak 6191 sayılı
yasa ile çalışma hayatına geri dönen astsubaylar emeklili olduklarında
eşitlerinden 100 TL daha eksik maaş almaktadırlar. Maaş farkları
giderilmelidir.
-
Askeri Kimlikler
Kimliklerde
YAŞ la TSK dan ilişiği kesildiği tarihteki rütbe yazılmakta oysaki şu an
eşitleri çok daha üst rütbelerdedirler. Gerçekte ise gerçekten emekli olduğu
tarihteki rütbe üzerinden emekli kimlik kartı verilmelidir.
-
Öğrenim
Giderleri
Öğrenim
giderlerini ödemeyenlerin borcu silinirken ödeyenlerin ödedikleri para geri
iade edilmemiştir. Ödeyenlerin paraları iade edilmelidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder