27 Kasım 2014 Perşembe

6191 SAYILI YASA TADİL EDİLMELİDİR


6191 SAYILI KANUN NEDEN TADİLAT EDİLMELİDİR ?
6191sayılı kanundan faydalalan kişi sayısı 1518 dir. Kanun 12 mart 1971 yılından günümüze değin atılan bütün subay ve astsubaylar için geçerlidir.
Darbelerle ordudan ayılan subay ve astsubay sayıları
12 mart 1971 döneminde atılan sayısı 600 dolayında subaydır.
12 Eylül 1980 darbesinde 397 subay, 176 astsubay toplam : 573
28 Şubat 1997 darbesinde, eşi başörtülü kendisi namaz kılıyor gerekçesiyle 1996 ve 2003 yılı arasında 900'ün üzerinde subay ve astsubay ordudan atıldı.
28 Şubat darbesi dini inançlarını yaşamak isteyen ordu mensupları için tam bir kıyım ve TSK leri tarihinde en fazla YAŞ kararı ile ordudan attığı subay ve astsubay rakamına ulaşmıştır. Neredeyse 12 Eylül 1980 darbesinin iki katıdır.

6191sayılı kanun niçin tadil edilmelidir ?
1.       İleride açıklanacağı üzere siyasilerin verdikleri sözlerle kanun uyuşmamıştır. Yani halka vaat edilen kanunla bu kanun arasında dağlar kadar fark vardır. Fakat algı yönetimi sonucu verilmeyen haklar verilmiş gibi lanse edilmiştir.
2.       Kanun kendi içinde bile uygulanışı açısından eşitsizlikler doğurmuştur.
3.        Kanundan en büyük beklenti hakların iadesiyken ,kanun hakların iadesinden ziyade ben sana bu kadarını verdim bunla idare et ve sen şunları da istiyorsan 150.000 TL öde al kanunudur. OYAK hakları.
4.       Kanunla SGK borçlu olan mağdura borcunu ödersen emekli olabilirsin denmektedir. Bir insan kaç defa mağdur edilecek.
5.       Geçmişe dönük ne bir özür ne de bir tazminat verilmemiştir.
Siyasilerin Vaatleri :
12 EYLÜL2010 yılında yapılan Anayasa değişikliği gerekçesini AK parti Anayasa Değişiklik Paketi İle ilgili Soru ve Cevaplar kitapçığının 39 sayfasında:
 SORU 11 : Değişiklik paketinde idare üzerinde yargı denetimini kısıtlayacak bir hüküm var mıdır?
CEVAP 11 :Hayır, aksine idarenin her türlü işlem ve eylemi ile ilgili olarak yargı denetiminin kapsamı genişletilmektedir.
Anayasa’nın 125.maddesinin mevcut haline göre, idarenin her türlü eylem ve işlemi yargı denetimine tabidir. Ancak bu madde de  iki istisna öngörülmüştür. Cumhurbaşkanı’nın tek başına yapacağı işlemler ile Yüksek Askeri Şura Kararları yargı denetimine tabi değildir.
Yıllardan beri birçok askeri personel, şahsi ve aile hayatları ile ilgili olumsuzluklar olduğu ileri sürülerek, ordudan ihraç edilmiş, ancak hukukun en temel prensiplerinden biri olan “hak arama hürriyeti ve savunma hakkı” bu insanlardan esirgenmiştir. Kuvvet Komutanlıklarınca, ordudan ilişiği kesilenler, mahkemelere müracaat etme hakkına sahipken ,YAŞ tarafından ordudan ilişiği kesilenler, anayasal engel sebebiyle yargı yoluna müracaat edemiyorlardı.
Her darbe, en büyük zararı bizzat Ordu’ya vermiştir.27 Mayıs1960 Darbesin’den sonra 230 dan fazlası general olmak üzere binlerce subay Ordu’dan atılmış ve orduda ki bir çok tecrübeli komutan ne yazık ki en faydalı dönemlerinde kendilerini, hem de mağdur olarak, TSK’nın dışında bulmuşlardır.
12 Eylül 180 Darbesi, bu anlamda bir tasfiyeye gitmemiş ancak Anayasa’nın 125.maddesinin verdiği yetkiyle şimdiye kadar yaklaşık binlerce subay ve astsubay, YAŞ kararlarıyla ordudan ihraç edilmiştir. Bu insanların kendileri ve aile fertleri için büyük bir acı ve felaket olan bu durum, maalesef yargı konusu yapılamamıştır.
Elbette ordu mensuplarının suç işleme imtiyazı yoktur.Askeri disiplinin ne anlama geldiğini herkes bilir. Ne var ki,suçlu olmadıkları halde rütbeleri sökülen ve ardından kendisini işsiz ve güvencesiz olarak sokakta bulan insanların suçlu olup olmadığına MAHKEMELERİN KARAR VERMESİ gerektiği aklın, vicdanın ve hukuk devleti olmanın gereğidir.
Anayasa değişiklik paketi ile ilgili referandumda “evet” demek için 40 neden başlığı altında ki 9 ncu maddesinde ise :
“ Yüksek Askeri Şura Kararlarıyla ordudan atılan insanların mahkemelerde haklarını arayabilmelerine “ EVET” demektir.”
Şeklinde anlatmıştır.
5982 sayılı kanun Halkoylaması ile 12 EYLÜL 2010 Tarihinde kabul edilmiştir. Konumuzla ilgili bölümü ise :
“MADDE 11- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 125 inci maddesinin ikinci fıkrasına “Ancak, Yüksek Askerî Şûranın terfi işlemleri ile kadrosuzluk nedeniyle emekliye ayırma hariç her türlü ilişik kesme kararlarına karşı yargı yolu açıktır.” şeklindeki cümle eklenmiş….”
Bu halkoylamasından sonra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan imzası ile, TBMM başkanlığına “Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” gönderildi :

Türkiye Büyük Millet Meclisi (S. Sayısı: 633)
T.C.
Başbakanlık
Kanunlar ve Kararlar 16/2/2011
Genel Mudurluğu
Sayı: B.02.0.KKG.0.10/101-253/658
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Milli Savunma Bakanlığı’nca hazırlanan ve Başkanlığınıza arzı Bakanlar Kurulu’nca
3/1/2011 tarihinde kararlaştırılan “Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” ile gerekçesi ilişikte gönderilmiştir.
Gereğini arz ederim.
Recep Tayyip Erdoğan
Başbakan
GENEL GEREKÇE
Bilindiği üzere; 7/5/2010 tarihli ve 5982 sayılı Kanunla Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının bazı
maddelerinde değişiklikler yapılmıştır. Bu kapsamda, Anayasanın 125 inci maddesinde yapılan
değişiklikle, Yüksek Askeri Şûranın terfi işlemleri ile kadrosuzluk nedeniyle emekliye ayırma hariç
her türlü ilişik kesme kararlarına karşı yargı yolu açılmıştır.
Hukuk devletinin en önemli özelliklerinden birisi, idarenin eylem ve işlemlerinin yargısal
denetime tabi tutulmasıdır. Bu ilke, hukuk devletinin amacı olan bireyin hukuki güvenliğinin
korunmasını sağlamayı gerçekleştirmek için olmazsa olmaz koşullardan birisidir. Dolayısıyla, bireyin
hukuki güvenliğinin korunmasını ortadan kaldıracak şekilde idari eylem ve işlemlerin yargı
denetimine kapalı olması hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmamaktadır. İdari bir organ olan ve idari bir
işlem tesis eden Yüksek Askeri Şûranın kararlarına karşı yargı yolunun kapalı olması, bu Kurulun
idari işlemlerinden dolayı mağdur olan kişilerin hukuk devleti içerisinde haklarını arayamamaları
sonucunu doğurmuştur.
Tasarı ile, Yüksek Askeri Şûra kararıyla Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiği kesilip, bu kararların
yargı denetimine kapalı olması nedeniyle hukuken haklarını arayamayan kişilerin yoksun bırakıldığı hakların geri verilmesine ilişkin düzenleme yapılmaktadır. Bu şekilde yapılan düzenlemeyle, bir yandan hukuk devletinin gerekleri yerine getirilmeye çalışılırken, diğer yandan da Devlet tarafından mağdur edildiğini düşünen kişilerin hukuk devletine olan inançlarının pekiştirilmesi amaçlanmıştır.
Yukarıdaki kanunun tasarısının genel gerekçesinde de, tasarının kanunlaştığında da genel gerekçesin de de YAŞ karalarının yargı denetimine kapalı olması gerekçesi vurgulanmıştır.
               
Kanunun nüvesini teşkil eden konu YAŞ KARARLARININ YARGI DENETİMİNE KAPALI OLMASIDIR.

Kanun tasarısı TBMM de görüşülürken Ak parti Bekir Bozdağ Meclis kürsüsünden :
“Türkiye, geçmişte silahlı kuvvetlerden ilişiği kesildi diye insanların selam vermekten korktuğu insanlarla bugün yüzleşiyor ve onlara hakkını iade ediyor. Hayırlı uğurlu olsun. “ diyordu.
31ARALIK2012 Tarihli Star Gazetesinin başlığı ise gelinen traji komik durumu göstermesi bakımından ilginçti :
“12 Mart’ta atılan subaylara da 42 yıllık maaşları iade edilecek”
Sırf ibadet yaptığımız için ordudan atılan bizlere, adaletli bir yargı önüne çıkararak haklarımızı iade edeceklerine haklarımızın iadesi bir yana yeni hak mahrumiyetleri bile oluşturan bu yasanın değiştirilmesini istemek en büyük hakkımızdır. Solculuk nedeni ile ordudan atılan subay ve astsubaylara daha önce 4 defa kanun değişiklikleri ile bütün hakları iade edilirken dinini yaşamak isterken YAŞ la ordudan atılan insanlara yapılanlar reva mıdır?
6191 sayılı AF kanunun HAK kanununa dönüşümü için Torba kanun bizim için de devlet içinde bir fırsattır. Helalleşme ancak hakların iadesi ile olur kanaatindeyiz. Özürün en büyüğü de hakların iadesidir. Devlet de bizden büyük olduğu için, ancak onun şanına yakışır.
28 Şubatın mağduriyetin giderilebilmesi için YAŞ kararı ile TSK dan ilişiği kesilenlerin :
-          Geçmıse yönelik özlük haklar, Yüksek Askeri Şura Kararı ile TSK dan ilişiği kesildiği tarihten kanunun yürülüğe girdiği tarih arasında ki döneme ait hakların verilmemiştir.

-          OYAK ( Ordu Yardımlaşma Kurumu )
Eşitleri emekli olduğunda OYAK’tan aldığı para ile bir ev alabilirken mağdurlar hiç bir şey alamamıştır. Eşitlerinin aldığı OYAK hakları verilmelidir.
-          Sosyal Güvenlik,
Çalışma hayatında bulunmayan mağdurların bütün SGK primleri ödenirken çalışma hayatında bulunmuş fakat primini dahi ödeyememiş mağdurlar borçlu durumda bulunmaktadırlar.Borçlu olan mağdurlar bu borcu ödemeden emekli olamamaktadırlar. Hiç çalışmamışlar emekli olabilmektedirler. Bu eşitsizlik düzeltilmelidir.
-          İntibak
Subay ve Astsubaylar emsalleri ile eşitlenmemiştir. Emsalleri 1nci dereceye düşerek 3600 göstergeden emekli olurken YAŞ mağdurları 3000 göstergeden emekli olmaktadırlar.İlave olarak  6191 sayılı yasa ile çalışma hayatına geri dönen astsubaylar emeklili olduklarında eşitlerinden 100 TL daha eksik maaş almaktadırlar. Maaş farkları giderilmelidir.
-          Askeri  Kimlikler
Kimliklerde YAŞ la TSK dan ilişiği kesildiği tarihteki rütbe yazılmakta oysaki şu an eşitleri çok daha üst rütbelerdedirler. Gerçekte ise gerçekten emekli olduğu tarihteki rütbe üzerinden emekli kimlik kartı verilmelidir.
-          Öğrenim Giderleri

Öğrenim giderlerini ödemeyenlerin borcu silinirken ödeyenlerin ödedikleri para geri iade edilmemiştir. Ödeyenlerin paraları iade edilmelidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder