27 Kasım 2014 Perşembe

AF MI HAK MI ?

AF DAN HAKKA
                Merhaba,
Malumlarınız olduğu üzere haksız ve hukuksuz bir şekilde kendilerine herhangi bir savunma hakkı dahi verilmeden ansızın yapılan tebliğlerle TSK lerinden Yüksek Askeri Şura Kararı ile binlerce subay ve astsubay atılmıştır. Bu kararlar toplum vicdanında derin yaralar açmış, mesleği ,askerlik mesleği haricinde hiçbir özelliği olmayan insanlar ve aileleri sefalete sürüklenmişlerdir. Bu insanların % 90 nı psikolojik ve maddi travmaya girmiş bu travmayı halen bir çoğu atlatamamıştır. Ne psikolojik ne de maddi destekten yoksun bu insanlara bir umut ışığı olarak 6191 sayılı yasaya eklenen geçici 32 madde görülmüştür. İlk başlarda büyük bir heyecanla karşılanan bu yasanın gerçek anlamda HAK değil bir AF yasası olduğu ,verilen vaatlerin sadece gazete manşetlerinde kalması, yasanın genel gerekçesinde yazan Devlete olan bağlılığı güçlendirmek de olsa ,bu insanlar rüya gibi gözüken kanun değişikliğine  her ne kadar şükür etseler de vicdanları ,HAK değil AF olan yasadan dolayı kanamaktadır. Çünkü , sadece mesleğimiz değil, yaşam tarzımız, ruhumuz olan çok sevdiğimiz askerlik hayatımızdan bizi dışarı doğru atarken ki en ufak YAŞ ‘ın yaftaları  :
-T.S.K.’nın itibarını sarsacak şekilde ahlak dışı hareketlerde bulunmak
-Aşırı derecede menfaatine düşkün olmaktı.
Yafta ne kadar büyükse o kadar ahlaksız , o kadar kötü adamdık. Kızılcık sopası yerken , kızılcık şerbeti içtik dedik. Aç kaldık , açıkta kaldık, sevdiklerimizi gömdük ,fakat kimseye el açmadık. Ayakta kalabilmek onurumuzu kurtarabilmek için yaşam mücadelesi içinde kaldık.
 Adalet genel kanı olarak, zarar görenin gördüğü maddi ve manevi zararın tazminidir. Fakat anladık ki ülkemizde adaletin bizim için tecellisi ulufe ve af. Suç mu işledik ki af dileyelim , baş mı kaldırdık ki ulufe alalım. Onurumuzun tamiri için devletimizin, en azından bizden özür dilemesi, bize yapıştırılmaya çalışılan ahlaksızlık yaftası için çok mudur? O günün koşullarında dahi kelimenin en hafif anlamı ile adaletsizce alınan kararların yok hükmünde sayılması çok mudur? 6191 sayılı kanunun genel gerekçesinde yazılı bulunan “ devlete bağlılığı güçlendirmek” ifadesi bile bizim ne kadar dışlandığımızın , tanınmadığımızın bir ifadesidir. Bizler bu güne değin tek bir şey bekledik :
-Onurumuzun ve haklarımızın iadesi.
Bizlerde en az halen görevde olanlar kadar onurluyuz. Bizlerin görevdekilerden tek farkı onlar hala bu devletin öz evladı, bizler ise itilmiş evlatlarız. Oysa ki devlet evlatları (vatandaşları ) arasında ayrım yapmaz. Hata yaparsa , yaptığı hatayı düzeltir. Özür dilemek büyüklüğün şanındandır.
Amacımız dün olduğu gibi bugün de onurumuzun iadesi için :
Hakkımızda alınan YAŞ kararlarının yok hükmünde sayılarak devletin bizden ufacık da olsa özür dileyerek haklarımızın iadesidir  başka bir şey değildir.
Ancak o zaman kırılan onur ve gururumuz düzelir ve yerine gelir. Yoksa bağlılığımızda dün olduğu gibi bugün de en ufak bir sarsılma olmaz ve olamaz.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder